internetin bu kadar gelişmesi beni şaşırtıyor. nasıl bu hale geldik internet diyorum karşıma alıp, birden nasıl bu kadar değiştik diyorum. 10 senede bir görüp de, "a aa ne kadar büyümüşsün" diyen teyzeler gibi oluyorum her internete girdiğimde. eskiden sadece mirc'ten manita düşürebilirken, şimdi bunun için siteler var. benim gibi bakış açısı kadınla sınırlı olan bir insan için bile, internetin ne kadar geliştiğinin delilidir bu.
tabii her gelişmekte olan şeyin bir handikabı, bir yanlışı, bir ibneliği olduğu gibi internetin de var. misal kız nicki alıp, kız gibi konuşan erkekler var. her duyarlı vatandaş gibi ben de huzursuzum bu durumdan. sosyal mesajımı verdikten sonra kanayan yaramıza geri dönelim. evden çıkmadan istediğini yapabiliyorsun internet sayesinde. sağ ol internet, var ol internet, ne güzelsin internet. yemek söylüyorsun, faturanı yatırıyorsun, almanya'da ki teyzenle konuşuyorsun filan. şahane bi şey lan. sonra sonra, özünde ne fesat, ne sinsi bir oluşum olduğunu anladım ama. üzüldüm, örselendim... asli görevi uzakları yakın eden, umarsız ve fütursuzca smiley kullanmamıza olanak veren, yeri geldiğinde manitaya cam açılmasına vesile olan msn, bir sevgili, bir flört gibi devamlı sorular sormaya, bi şeyler anlatmaya başladı. yok şu bankadan evlilik kredisi aldın mı, yok çiçek gönderdin mi, yok estetik ameliyat oldun mu gibisinden. o msn, ki benim gül yüzlüme usul usul yazdığım o değilmiş gibi, kalkmış bana ev alıcan mı diyor? be alık, ev alacak olsam, sana bakıp mı alacam? sanki diyor bana, onur marketten domates al, biber al diyor.
sonra facebook platformuyla, aslında internetin ne kadar yavşak, ne kadar yılışık olduğunu çözdüm. başlarda bize; ilkokul, mahalle, eski dostlarımızı bulmayı vaat eden facebook, şu an da bildiğin porno sitesi mantığıyla çalışıyor. içinde kadın var erkek var, BİTTİ. ya da forum kafasıyla. ama porno site daha güzel. her insan hayatında var olan, sığır siki kategorisinde ki arkadaşlar, facebook'ta da yakamızı bırakmıyorlar malum. yok profiline kim baktı, yok profil fotoğrafını kim çaldı gibisinden, gerçek desen değil, saçma desen değil, bi acayip davetler yolluyor bu insanlar. yettin, yeter oldun deyip baktığında, bu uygulamaya izin ver gibisinden bir direktif çıkıyor karşına. kusura bakma da senin uygulamını sikerim ben facebook. nasıl ki cayır cayır aradığınız bir şarkıyı bir forumda bulursunuz da sizden üyelik ister, ya da hayalinizi süsleyen kadının kısa değil de, uzun videosunu bulmuşsunuzdur. ama o siteler, ah o siteler. sizden üyelik ister, para ister sizden. sizin ereksiyonunuz, iflah olmaz bir hüzüne dönüşür o vakit. işte bize bunu her gün yapıyor facebook.
bundan kurtuldum dedim, oh rahatladım dediğim. diyecektim tabii, neticede yılların porno site takipçisiydim. ama benim de alışık olmadığım bir "dest-i izdivaç" durumuyla karşı karşıya kaldım bu sefer. facebook kalkmış, esra'yı tanıyabilirsin diyor, merve'yi ekle diyor. bunun adı nedir eşim dostum? kusura bakmayın ama bunun adı pezevenkliktir. manita bulan her arkadaşımızın, "oğlum filiz'e çıkma teklifi etsene, suzan'a yazılsana" gibisinden verdiği gazdan öte değildir. ya da bi tek bunu bana mı yapıyo lan bu facebook? yıllardır iki elinle bi siki doğrultamadın, seç şuradan birini de sende kurtul bizde kurtulalım mı demek istiyor? olabilir.
peki ya facebook hesabını kapatırken yaptığı duygu sömürüsü? misal ben buldum, aldım facebook'tan esra'yı, kaptım oradan. manita yapan 100 erkekten 90'nının yaptığı gibi facebook hesabı kapatayım dedim. tam kapatacağım, bana diyor ki alican seni özleyecek, ufuk seni özleyecek. işte ben o vakit, çok bi duygusallaşıyorum. amına koyayım diyorum, şu hayatta beni özleyecek adamlara bak, alican, ufuk. bunun için mi diyorum, bunca yıldır yaşıyorum. vazgeçiyorum hesabı kapatmaktan. biliyorum, ben hesabı kapatsam alican beni özler. ödemeli atar, açmak durumunda kalırım, yanına geleyim der, gelir. benden bi dal sigara ister, yemek ister, içki ister. sonra sorar niye hesabı kapattın, ne güzel kızlar var aptal mısın diye darlar beni. işte ben buna gelemem apaşlar, ben buna gelemem gardaşlar. varsın alican beni ne kadar sikimtrak fotoğraf varsa taglesin, varsın benim profilimde ki manitalara ekleme talebi yollasın. yeter ki özlemesin beni.
12 yorum:
duyguların tercümanı, düşüncelerin vücut bulmuş hâlisin abim.
facebook kadar karakteri belirsiz, kendini bilmez, yüz verdiğinde senden göt isteyen bir site daha yoktur nazarımda. kaldı ki hiç bulaşmadım ben facebook'a. bir de hesabım olaydı, hiç durmaz giderdim ana avrat kendisine.
ne emmeye ne gömmeye geliyon
efsaneymişin
iletişimin kralını bu akşam görcez birlikte...
ismail yk boşa mı şarkı yaptı o kadar. ismail yk siker
iddia ediyorum chatroulette'te 100 tane Türk bulabilirim! << tarzı sosyal kaynaşma ortamlarıyla bir umumhaneyi andırır.
çok romantiksin sami
kurucusu zükerberg itiraf etmemiş miydi zaten kız bulmaya icat ettik bunu deyi..
Hani bir adama kıl olursun da uzaktan uzağa ama belli etmeden anasına bacısına küfredersin umarsızca; sonra o adamın senin hakkında konuştuğunu, atıp tuttuğunmu duyar adama gidip dalarsın. İşte facebook benim için anasına avradına uzaktan fütursuzca küfrettiğim bir adamken, sayende kendisine dalmak için kendimi zor tuttuğum bir orospu çocuğuna dönüştü sami. Bambaşkaymışsın.
varol abi nasıl içtik rakıları?
ve diğer yazanlar için geliyor:
facebook'un amına koyayım, size bir şey olmasın.
feysbuk üstünden yan masaya yollamadık da hepsini kendimiz içtik ya canım kardeşim işte bizi biz facebook'u da feys yapan budur...
bütün aplikasyonların amına koyayım sana bir şey olmasın!
ha ha ha , facebook okey diyorum başka birşey demiyorum , aras gece 1 -3 arası tam senlik tavsiyemdir
Yorum Gönder