Perşembe, Mart 10

ibne basın bunu da yazın

blogspot.com uzantılı tüm sitelere erişilemediğini hepiniz biliyorsunuzdur. bilmiyorsanız zaten girmiyorsunuzdur, girip de bilmiyorsanız kusura bakmayın ama siz de malmışsınız. evvela digitürk'te bu işe vesile olan şahısların anasını avradını sikeyim. tek dileğim yarın öbür gün digitürk'ten yayın yapan herhangi bir kanal yüzünden komple digitürk'ün kapatılması. o zaman "vay amına koyayım biz nerede yanlış yaptık acep?" diye düşünmeleri. ama bence düşünmeyeceklerdir, düşünseler böyle bir olaya kalkışmazlardı zaar. kimse çıkıp da "ama digitürk'te haklı, o kadar para, o kadar ihbar" bıdı bıdısıyla gelmesin. istanbul'da değil de gidip diyarbakır mahkemelerinde dava açmaları içlerindeki yavşaklığı her şeyiyle ortaya koyuyor benim için. türk yargı sistemininde düzenini götünden sikeyim. bu davayı açan yargıç, hakim, savcı, avukat, mübaşir inşallah hono lulu mahkemelerinde yargılanıp hapishanede aryan kardeşliğinin koğuşuna düşerler. götten mi olurlar candan mı olurlar orası allah'ın takdiri.


ama benim canımı sıkan medyanın bu iki yüzlülüğü, bu yavşaklığı. geçen hafta cuma günü ahmet şık ve nedim şener'in gözaltına alınması sebebiyle taksim meydanında basına özgürlük adı altında bir protesto gösterisi düzenlendi. ahmet'i de nedim'i de tanımam, okumam. fakat mevzu ahmet, nedim mevzusu değil, mevzu sesini duyarabilmek. ha duyarabildik mi? tartışılır. ama en azından bireysellikten toplumsal bir tepkiye giden yolda bana kalırsa güzel bir adımdı. ama. aması var işte, olmazsa olmaz zaten amasını amını götünü siktiğim yerinde hep bir ama var. özgür basın, alternatif basın, digital basın diye yeri geldikleri zaman övdükleri blog camiasıyla ilgili en ufak bir tepki yoktu mesela o gösteride. gösteriyi geç medyada da ufak tefek haberlerle geçiştirildi. yine muhalif tepkiyi bloggerlar ve internet kullanıcıları kendi hesaplarından duyurmaya çalıştılar. bu zamana kadar sesini çıkarmayan, hadi sesini çıkarmayan demeyelim de inceden vızıldayanlar, bugün eşi dostu arkadaşı gözaltına alındı diye sokaklara döküldüler. dökülmelilerde. ama artık "işime yaramayan kilisenin papazını sikeyim" mantığını yerle yeksan etmek gerek. ahmet'i mehmet'i içeri alınca konuş, bloglar kapanınca sikimde olmaz.


ya ben neyi anlatıyorsam feleğin çemberini siktiğim yerinde, ne desem boş zaten. aktivist aktivist konuşup kendimi riske atmaya hiç gerek yok. bunca senedir süregelen devlet terörünü, yolsuzlukları, faili meçhulleri 2 gün anlatıp sonra sümen altı edip bize habire sibel can diyeti, seda sayan götü gösteren basını içeri almışlar, dışarı vermişler açıkçası hiç de sikimde değil. hazır yeri gelmişken hüseyin üzmez senin de sıfatının amına koyayım insan kere, vücudundaki kanı sikeyim orospu evladı. şu ergenekon'u da kim kurduysa çıksın lan artık ortaya, iyice canımı sıkmaya başladınız.