Salı, Eylül 29

manita tavlama aracı olarak: duyarlılık

insanlar bazı şeyleri elde etmek için yaşarlar. kimi para kazanma derdinde, kimi ev alma sevdasında, kimi "ben köyüme dönecem aga" tadında. benim şu hayatta arzu ettiğim 2 şey var, biri yemek diğer kadınlar. kadın olduğu zaman yemek her türlü oluyor, bir şekilde oluyor. ama yemek olduğu zaman kadın olmuyor. bunu nerden mi anladın dersen bugün dürümü manitanın koynunda yemedim, oradan anladım amına koyayım derim. bütün kadınlar yemek yer ama bütün yemekler kadın değildir diye bir önerme yaptım şu an. tabii kadınlara ulaşma yolu, bu hususta en önemli şeydir. herkes farklı şekillerde yaklaşıyor kadınlara, nereden zayıf noktasını buluyorsa oradan giriyor. kimi hayvanseverim diyor, kimi entelim diyor, kimi maçoluktan taviz vermiyor gibi. ama benim en hasta olduğum, duyarlı erkek modeli. ha sanmayın ki duyarlı erkeklere bu tavrım, bu sinirim. ben sadece bu duyguyu kullanan arkadaşlara tersim. sıçtıktan sonra götünü silmeyen bu adamlar, kıza yanaşmak adına dünyanın en naif, en duyarlı, en duygusal adamı oluyorlar. misal geçen bir yer de muhabbet oldu, bir kız fotoğrafı vardı, açık seçik gideri var dedim. birisi yorum olarak gideri var ( çok kaba bir sözcük) diyerekten kadın ırkını övdü de övdü. ulan dedim neymiş bu kadınlar be, ha bu kadınlara be dedim. ondan sonra bu arkadaş ben şunu siktim bunu siktim diye girişince anladım ki buraya kadarmış duyarlılığı, o akşam da mastürbasyon varmış o arkadaşın bahtına. bu muhabbet geçtikten sonra fotoğrafı koyan arkadaş "gideri var ne demek" diye sordu, ben önce alay ediyor sandım ama ciddi ciddi sormuş. çıplak fotoğrafı yayınlayıpta gideri var ne demek diyerek beni bozmaya çalışan arkadaş, gideri var demek, SİKİLİR DEMEK. kadınlara yaranmak maksatlı, bunlar çok kaba, kadının yanında böyle konuşulmaz, kadın asla bir seks objesi değildir diyen arkadaşlar; çok affedersiniz de birbirinizi mi sikiyosunuz oğlum?

Cuma, Eylül 25

kadıköy'ün Selami var

önce umut sarıkaya beyefendi, o'na istinaden de demirbey kardeşimin yazdıklarını okuyunca ulan dedim kendi kendime, acaba ben sabah kalkınca kim olsam. aklımdan tabii hemen yerine geçmek istediğim adamlar geldi, parasıyla puluyla, sıfatıyla karizmasıyla dünyaları ayakları altına alan adamlar. sonra nedendir bilinmez aklıma "ya selami şahin olursam?" sorusu geldi. kalbim sıkıştı, ellerim titremeye, soğuk terler boşalmaya başladı. öyle ya, sabah kalkıyorsun selami şahin olmuşsun. gregor samsa sabah kalktı böceğe dönüştü, kitap yazdı paranın amına koydu. umu, kıvanç tatlıtuğ oldu, dünyaları yedi. oysa ben kalktığımda selami şahin oluyordum. hayallerimde bile huzuru yakalayamadım. selami şahin bile kalktığında "ananı sikim, yine selami şahin olmuşum" diye dertleniyordur. bundandır evde karısını dövmesinin sebebi. selami şahin olmak, fiziksel olarak kötü ama ya o'nun gibi davranmaya başlarsam. o sabah programı senin bu kadın programı benim gezip dolaşıp salak salak kelime esprileri yaparsam? bunları düşündükçe selami şahin'den ne denli tiksindiğimi hissettim. sabah kalkıyorum, selami olmuşum, anneme diyorum ki kahvaltı hazır mı? o annem ki oklavayı tavayı kafama geçirmez mi? "60 yaşına geldin hala kahvaltıdasın, yemektesin" diye. ya peki babam? rakı almaya gönderirken biraz sesim çıksa "bıyığını peruğunu siktiğim" diye serzenişlerde bulunmaz mı arkamdan? sartre'ın dediği gibi cehennem başkalarıdır. ama benim gibi düşünen bir insan için cehennem selami şahin'dir. iddia ediyorum selami şahin'de böyle düşündüğüne inanan 1.000.000 kişi bulabilirim.

Cumartesi, Eylül 19

seviyorsak, sebebi var

ben de her türk insanı gibi televizyonda izdivaç, kadın, magazin programları izleyeceğime belgesel izliyorum. o yüzden national'ı ilk sıralara koydum tv kumandasında. ve bu belgesellerden çok güzel şeyler öğrendim, hepsi de seks üstüne. national'ı izlemeye başladıktan sonra güzide grubumuz cemiyette pişiyorum'un hayvanlı porno şarkısını daha bir idrak eder oldum, anlar oldum. geçen gün yine belgeselden belgesele koşarkan, kültür patlaması yaşarken pek  sevdiğim tabu adlı programa denk geldim. bu güzide program cumartesi gece 00.30'da başlıyor. geçen hafta dini ritüelleri gösteriyorlardı. önce endonezya'da yaşayan hinduların, siksel ayinlerini gösterdiler. siksel diyorum çünkü öyle. aranızda bir hindu çıkarda ayıp oluyor abi derse  hasiktir oradan derim, kırarırım kendisini. gerçi ağzına götüne şiş sokan adam, beni hasiktir oradan lafına alınacağını sanmıyorum. bu arkadaşlar, hindu olanlar, ağızlarına, yüzlerine 25 cm'lik şiş sokarak, omuzlarına yükledikleri 45. kg'lık tahtlara tanrılarına verecekleri hediyeleri koyarak veyahut vücutlarına 158 tane kanca takıp uçlarına da yine tanrılarına verecekleri hediyeleri koyup, yaklaşık 5 saat boyunca transa geçmiş bir halde, öyle böyle dolaşan adamlar. tabii bundan önce, ruhu iyice arıtmak için 2 ay oruç tutanlar da var. değişik adamlar. amına kodumun çocukları, o nasıl bir inanış sistemi, o nasıl bir tanrıya imanını, inancını sorgulama stili. yobaz bir insan değilim ama böylesini de kafam almıyor, ve ben kafamın almadığı her şeye küfür ediyorum. sonra meksika'da ki koyu katoliklerin, tanrıya ve isa'ya yakın olmak için vücutlarını kesmelerini seyrettim. seyrettikçe tiksindim, tiksindikçe sinirlendim. sonra hindistan'daki, bilmem ne tapınağındaki denyoları gösterdi. inandıkları şey fare, bildiğin fare. vakti zamanında bir tanrıçanın oğlu ölmüş, sonra fare olarak reenkarne olmuş. ulan tanrıça oğlu olsam, beni dünyaya yeniden gönderin demezdim. ha gönderdiniz, ne diye fare olarak gönderdiniz diye isyan ederdim. buradaki elemanlara göre de fare kutsal, öyle kutsal ki bi sikmedikleri kalıyor fareyi. ha başarabilseler kendilerini sunacaklar fareye. yemeklerini, yataklarını paylaşıyorlar. zaten sevmem hintlileri, iyice tiksindim ibişlerden. sonra düşündüm, ulan iyi ki müslümanmışız dedim. soran oldu mu "elhamdüllilah müslümanım" diyosun, kelimei şehadet getiriyorsun, temiz. oruç tutmasan, namaz kılmasan, zekat vermesen de oluyor. elhamdüllilah müslümanım dedin mi olay bitiyormuş. bunu düşününce çok mutlu oldum. ne gerek var dedim hindu olup götüme şiş sokucama, koyu katolik olup kendimi kırbaçlayacağıma, yılda 1 kere cumaya gider, camii hayrına yardım yaparım sevabıma sevap katarım. sonra geçen sene pakistan'da yaşanan otel saldırısında müslüman oldukları için kurtulan türk bürokrat geldi aklıma. ulan dedim bak aynı durumda ben olsam ben de fatiha okuyup sıyrılırdım. i'm the muslim derdim, inanmadılar mı, sıyırırdım donu pantalonu. al abi derdim işte ispatı. 2,5 yaşında sünnet oldum derdim ona, artık elimden geldiğince anlatırdım adamın türkçe anlayacak hali yok. yani islam dini hakikatten kolaylık dini, onu anladım. hem bayramı da var, yiyelim çikolataları, yiyelim tatlıları, sonra cırcır olalım, götümüzde bağırsağımızda bi gram bok kalmasın. BAYRAMINIZI KUTLU OLSUN.

Cumartesi, Eylül 12

koko kolo

efendim bendeniz, avcılar'ın merkezinde annemle babamla yaşamaktayım. evimiz tam merkezde, doğalgazlı, pimapenli, cadde üzerinde, metrobüse 5 dakika uzaklıkta. yanlış anlamayın, böyle emlakçı gibi anlatıyorum da evi filan satma niyetimiz yok daha. bu evde neler olduğunu anlatacağım size. istediğiniz vakit gelebilirsiniz, istediğiniz kadar kalabilirsiniz, istediğiniz zaman yemek yiyebilirsiniz, yapabilirsiniz, içki içebilirsiniz, kız arkadaşınızı getirebilirsiniz, sevişebilirsiniz (kadınlar benimle, erkekler kendi elleriyle), istediğiniz zaman çıkabilirsiniz, çamaşırlarınızı yıkayabilirsiniz, internete girebilirsiniz, televizyon izleyebilirsiniz, muhabbet edebilirsiniz, istediğiniz zaman yatabilirsiniz, istediğiniz zaman kalkabilirsiniz, banyo yapabilirsiniz, dişlerinizi fırçalayabilirsiniz, bulaşıklarınızı yıkayabilirsiniz, ayakkabılarınızı boyayabilirsiniz, resim yapabilirsiniz, silahları temizleyebilirsiniz, balkonu yıkayabilirsiniz, sigara içebilirsiniz, oyun oynayabilirsiniz, tuvaletinizi yapabilirsiniz vs.

ama sanmayın ki burası dingonun ahırı, sanmayın ki burada bir otorite boşluğu söz konusu. bu evde sadece tek, evet tek bir kural geçerlidir. asitli içeceklerin kapağı açıldığı an, o içecek o gece tüketilecek. ya seve seve ya sike sike. tüm bu yukarıda saydığım şeyleri gerçekleştirirken biri arkanızdan kola şişesiyle yaklaşıp "al! iç iç! bitsin" diyebilir. o vakit altınıza sıçmadıysanız, oturup afiyetle için. yok eğer ben altıma sıçtım diyorsanız, orayı temizleyin. insan yaşıyor neticede bu evde.

Cumartesi, Eylül 5

bir enerji var ama..

gün geçmiyor ki biri çıksın sikim hıyar desin de bir güruh peşine takılıp "tuz tuz" diye koşmasın. malum yaklaşan 2012 furyasından herkes haberdar. binlerce yıl evvel adamlar takvim yapmışlar, allah var güzel de yapmışlar. noluyormuş, o takvim 2012'de bitiyormuşta kıyamet o zaman kopacakmış cart curt. kitapları, yazıları yetmedi, filmlerini çektiler. her türlü ekmeğini yediler yani. peki diyelim ki 2012'de kıyamet kopacak, kesin. nolacak peki 2012'de? şöyle olacak; 2012'ye girdiğimizde alacak bir telaş insanlığı. ulan kıyamet kopuyor daha everest'e çıkmadım, vay efendim paraşütle atlamadım diye ortamda bir adrenalin manyaklığı olacak. zaten bir bölümü bu antin kuntin macera denemelerinde telef olacak. geriye kalanlar hevesini aldıktan sonra, durup düşünecekler. ulan ölecez şunun şurasında, bari sikimin keyfine göre yaşayayım diye salıcak ortamlara kendini. vakit yaklaştıkça öyle bir ortam oluşacak ki, iki karşı cins birbirini görmeye dursun, hemen üstlerini başlarını yırtıp sevişmeye başlayacaklar. koku filmindeki gibi meydanlar günah yuvalarına, grup seks partilerine ev sahipliği yapacak. insanlar daha fazla sevişebilmek için ekmeğin ucundan koparıp yolda koşarken tüketecekler o ekmeği. aman seksten mahrum kalmayayım, aman biraz daha tadına bakayım diye. insanlar işlerini güçlerini bırakacaklar, ekonomik krizmiş, savaşmış kimsenin umrunda olmayacak. adamın dükkanı yağmalansa "amaan koy götüne be oğlum, bozma tadımızı" diye sevişmesine devam edecek. bu açıdan seks hayatı durgunluk gösteren insanlar, 2012'de kral olacaklar. öyle ki yılların abazanlığını böyle bir ortamda atan adam, kral da olur şah da padişahta. çıkma teklifi diye bir şey olmayacak, teklif diye bir şey olmayacak. sevişelim mi? evet. olay bitti. zaten mayalar da "ulan bu takvimi yapacak aklımız var, ileriyi görecek kadar aklımız da var. öyle bir zaman olacak ki insanlar seks yapmak için her türlü yola gelecekler. kızlar beni anlayan erkek yok diye kendilerini paralayacaklar, erkekler de ulan gene mi rüya be diye mastürbasyonun dibine vuracaklar. şöyle bir takvim yapalım 2012'de mala vurmayan kimse kalmasın" diye düşünmüşler. allah onlardan razı olsun, sayelerinde 2012'de seksin kralı dönecek ortamda. kıyamet mi? siktir et lan ne kıyameti, seks var diyorum seks.