Salı, Mart 31

serzeniş


sevgili angelina jolie;
bu mektubumda ne senin o insanın aklını başından alan dudaklarını,ne seninle ilgili gördüğüm rüyaları anatlacaığım.size bu satırları yazmamın nedeni gazetede gördüğüm bir haber üzerine.duydum ki şimdi de hindistan'dan bir çocuk evlatlık almak istiyormuşsunuz brad abimle.benim size şöyle bir teklifim var.madem ki siz gerek kombaçya'dan gerek vietnam'dan fakir fukarayı evlat ediniyorsunuz,allah rızası için benim başımdan da şu barbaros'u alın.18 yıldır manevi oğlum oldu,sigarası,yemeği bitmedi bunun.moruk bana da bi sigara alsana,bana bi yemek söylesene diyerek hayatımı zindan etti.bakın hem yakışıklı,efendi çocuk üniversite mezunu.tuvalet eğitimi filan var.size tek masrafı sigara,kontör olur.allah'ın adını verdim siktir edin hindistan'ı gelin şu barbaros'u alın benden.madem ki iyi bir insansınız,madem ki fakir fukara dostusunuz geri çevirmeyin bu teklifimi.ha bakın,nasıl ki woody allen evlatlığını sikti,barbaros'ta sizi sikebilir.onun garantisini veremem.ama sanıyor musunuz ki maddox büyüyünce size karşı içten içe yanmayacağını?siz bunun garantisini verebiliyor musunuz?hayır işte ben de veremiyorum.sen ki billy bob thorton'a vermişsin be angelina'm.yemin ediyorum barbaros'a versen daha sevaba girersin.mektubumu burada bitirirken sizin ve eniştemin ellerinden,yiğenlerimin gözlerinden öperim.verirsen senin dudaklarından da öperim.bunu bil,bun düşün.bye bye.

Pazartesi, Mart 30

bir enrah bulut eğlencesi

enrah bulut'un türkiye turnesi devam ediyor! şubat ayında peyote'nin zemin katını şenlendiren enrah bulut,ayın 31'i salı günü yine aynı yerde olacak.bu mutlu günümüzde bizi yalnız bırakmamanız temennisiyle.düğün davetiyesi tadında.nisan 2 perşembe günü kadıköy arka oda'dayız.kim var bu oluşumda diye soracak olursanız ben varım,cerrö var,mellö var,pucca var,eva var.gördüğünüz gibi bizim çok güzel ortamımız var.eva gelirse o'na doğum günü süprizim var.mellö'ye de süprizim var.gelene süprizim var.salı-perşembe bekliyoruz.

Cuma, Mart 27

ulusa sesleniş tadında

fikret,80'lerin ortasında,istanbul'un ne varoş ne lüks sayılabilecek bir semtinde,orta halli bir ailenin en küçük çocuğu olarak hayata gözlerini açtı.çocukluğu bir çırpıda geçti fikret'in.ilköğretim ve liseyi aynı semtte okudu.ilk arkadaşı,ilk sevgiliyi,ilk mastürbasyonun zevkini,ilk dayağı aynı semtte tattı.ve her arkadaşı gibi o da cüzdanın da prezervatif taşıdı senelerce.ama suç fikret'te değildi,kesinlikle.fikret'e bu aklı veren insanlardaydı.yıllarca taşıdı o prezervatifi cüzdanında.cüzdanı değişti,cüzdanın içindekiler değişti,kullanım tarihi geçmiş prezervatif değişti,ama prezervatif değişmedi.yıllarca bir gün bir kadınla tanışacağını,kadının kendisinden ilk görüşte hoşlanıp o'na delice vermek isteyeceğini,kuytu bir köşe bulup cüzdanından o prezervatifi çıkararak seksüel açlığını doyuracağını düşledi durdu.ama bu kesinlikle gerçekleşmedi.aynı fikret yıllarca converse giydi,baktı bir ara punk akımı moda,tesettürlü annesine,esnaf babasına bakmadan yırttı converselerini,saçlarını mohikan yaptırdı.seks olmadığı gibi ortamın taşşak geçilen adamı oldu mahallede arkadaşlarca.yıllar yılı başkalarının seks hikayelerini,sanki kendi yaşamış gibi anlatıp takdir de toplamıştı.zaten başkalarından duyduğu hikayeleri de anlatanlar bir başkalarından duymuştu.fikret tatil yörelerinde de boy gösterdi.ne zaman ki duydu turistler ilk gördüğü türk erkeğine veriyormuş,annesinin hac parasından çalıp bodrum'a gitti en yakın arkadaşıyla.yaptıkları en büyük cinsel aktivite havuzu kesen camdan aşağı bakarak mastürbasyon yapmak oldu.orada tanıştıkları ve "herkesi siken adam"ların hikayelerini tatil dönüşü arkadaşlarına anlattılar.ama bu olayları anlatırken aynı ortamda bulunmamaya çalışıyorlardı,gözgöze gelince utanıyorlardı çünkü.sonra üniversite,askerlik,iş derken fikret'e bir kısmet buldu anası,fikret hayır demedi.evlenmeden önce "amına koyayım senin gibi prezervatifin,bir hayrını görmedik lan" diyerek dramatik bir törenle prezervatifi tuvalet boşluğundan attı.daha önce mastürbasyon yapıp attığı tuvalet kağıtlarının üstüne doğru..

ve şimdi inkar edin,hayatımızın bir döneminde biz de fikret gibi olmadık mı?

Perşembe, Mart 26

bak şimdi

ben;bugün bir syd barrettseversem,bir eloy aşığıysam,sanata dair söyleyeceklerim varsa,maltepe içiyorsam,eski bit pazarını avucumun içi gibi biliyorsam,burma bıyıklarım varsa,tüm ressamlara olan inancımı kaybetmeyip küfür etmediysem,hepsi bir kişisinin sayesindedir,a-lee.
ben ali kalkancı'ysam o müslüm gündüz'dür,ben george w. bush'sam o baba george w. bush'tur,ben işçi arıysam o kraliçe arıdır,ben hazretleri isem o nurdur.sanatın leğen kemiğini sikmeye yemin etmişken varlığıyla bizi şereflendirdi diyorum.bu adama dikkat edin diyorum,abim diyorum,sakalını bıyığını yerim diyorum,başka da bişey demiyorum.

sanat ve sanatçının dostu

Salı, Mart 24

konulu mim

dimple beni mimlemiş,mimlesin.sorun değil.ama benim anladığım kadarıyla takılan lakaplar üzerine.eğer salak değilsem doğru anlamışımdır.eğer yanlış anladıysam da yeni bir mim akımı yaratmış oluyorum ki her türlü ben kardayım.

hatırladığım ilk lakabım,mahalle arkadaşlarım tarafından takılan "piç"ti.piç aras aşağı piç aras yukarı diye.en son özgür'ün annesi aynur teyze "hangi aras,piç aras' mı?" diye sorması bu lakabın kapanmasına vesile oldu.ondan sonra mahalle takımının kaptanı olarak kaptan'dı.kaptan daha atarlı,daha kulağa hoş gelen bir lakaptı.güzeldi.ama geçti o günler.okul yıllarında nedendir bilinmez mükremin çıtır'a olan ilgim vesilesiyle mükremin denildi bir furya,o da geçti çok şükür.ondan sonra sınıf başkanı olmanın getirdiği prestijle,"başkan" olarak anıldım dost meclislerinde.ilerleyen yıllarda tribünün ateşli liderlerinden pepe metin'den arak pepe denilmeye başlandı.ama pepe değilim,çokta güzel konuşuyorum,bu bilinsin.ondan sonra pratik bir zekaya sahip olduğum için arkadaşlar tarafından pratik,sonra sırasıyla portatif,onun da kısaltması olarak "porto" ismiyle anılmaya başlandım.üniversite yıllarında gözlüklerim,bıyıklarımdan mütevellit "profesör" ünvanı layık görüldü.hemen akabinde bıyıklar tam yerine oturunca,deniz gezmiş'le başlayan,sırasıyla,dali,cemil ipekçi diye giden lakap-benzetme sendromları geçirdim,atlattım.şimdi iyiyim.ama şu dünya da en çok bana hitap eden ve kullanılan lakap "dayı'nın oğlu" oldu.nereye gitsem dayı'nın oğlu oldum,her yerde öyle anıldım.amına koyim arkadaş bizim de bir ismimiz var di mi?aras öztürk çolak demek çok mu zor? yıllar yılı adımı söyleyen 3-5 insan varmış meğer.adımı unutmuşum meğer.annem bile beni "a çirkinim,a klinkim" diye sevmekte.hisli bir mim oldu,bazı gerçekler açığa kavuştu.

ben de yesari,cherry'i ve bayan edit'i mimliyorum.

Pazar, Mart 22

aşk ile meşk ile


samimiyete her zaman önem veririm.eğer ben bir kadına,tüm medeni cesaretimi toplayayıp böyle birşey veriyorsam,o kadın beni redderse çok darılırım.hakkında kötü konuşurum.eşe dosta "zaten motordu abi,yolluydu" derim.yaparım bunu,utanmam.

Cuma, Mart 20

orta çağda dük dövmek göt ister


küçükken kendimi bir şehzade,bir paşazade gibi hissederdim.bunda büyük teyzelerimin,yengelerimin beni her gördüklerinde "paşam" diye hitap etmeleri önemli bir etkendi.zaten küçükken annemi ablamı her gittiğim yerde mürebbiyem diye tanıtırdım.dikkat,dadı değil,bakıcı değil mürebbiye.artık nasıl bir hayal dünyam varsa.ama gerçek böyle değilmiş,gerçek bambaşkaymış ben bunu anladım büyüyünce.bir ara dükkanın duvarını süslesin diye ali abi benim fotoğrafımı kullanarak poster yapmıştı.sonra dükkan kapanınca ben onu aldım odama astım.sonra ben kendimi lord gibi hissettim,ingiliz asilzadesi gibi hissetmeye başladım.neticede kendi şatosuna portresini astıran bir lordtan ne eksiğim vardı ki?o postere her baktığımda lord gibi hissetmekten alamadım kendimi.çay diyorum annem çay getiriyor,mürebbiye.ama bu hayal de kısa sürdü.odadan çıkınca bu rüya alemi yıkıldı.odadan çıkıyorsun,salonda baba (kral) oturmuş kısık sesle trt 4'te ki koroyu izleyip içiyor.amına koyim senin gibi lordun diyorum.sokağa çıkıyorum eş dost görüyor "aras naber abi,bir sigara versene be" diyor.sikeyim senin gibi asilzadeyi diyorum.odamdan hiç çıkmasam,gün aşırı bu postere baksam şahane bir hayal dünyasında en kral aristokrat olurdum ki şimdi babam beni çağırıyor, yarın ki at yarışını yatırmam için uyarıyor.lordlukta bir yere kadar anasını sikiyim.

Pazartesi, Mart 16

facebookunu çok sevdim o beni hiç sevmiyor

çok hin,çok ikircikli bir insanım.ufak hesapların,türlü tilkiliklerin peşindeyim.bu sonuca nasıl mı vardım?şöyle ki;şimdi benim iki adet facebook hesabım var.biri adım öteki adım ve soyadımdan oluşuyor,bu bilinen ilkokul arkadaşlarım beni bulsun,evlenenen çoluk çocuğa karışanlar,işinde yükselenler,üniversiteyi birincilikle bitirenler beni bulsun,doyasıya taşşak geçsin diye.diğer hesabım ise yeşilçam'a canı gönülden emek vermiş,devamlı yan rollerin adamları olmuş insanlar ki bir sami hazinses,bir turgut özatay,bir hüseyin peyda'dır bunlar.hem onları anma mahiyetinde hem de yaptığım bu çakallığa kılıf olsun diye böyle isimler koyuyorum.işin ibneliğindeyim,artistliğindeyim yani.peki şimdi niye böyle birşey yaptım,havan kime diyeceksin.biliyorum.ben efendime söyleyeyim,ilköğretimini avcılar'da yapmış,her türlü itle kopukla legal ve illegal ilişkileri olan bir adamım.ama sonra noldu,internet çıktı bambaşka bir adam oldum.sanatsever,kültürlü,sevecen,duyarlı.e hal böyle olunca arkamda bıraktığım mazi bir ünlü olmadan önce pornosu çıkan gülben ergen'ininkine benzer sıkıntı yarattı.ben de şöyle düşündüm,ulan dedim internetten,çeşitli vesilelerle tanıştığım insanlarla beni internet olmadan önce tanıyan insanlar birbirlerini görmesin,ortalık karışmasın dedim.netekim bu dediğimi de yaptım,kendi adıma olan hesabımda herkes beni eklerken ben diğer hesapla tanıdığım insanları ekledim.diğer hesabımda gayet sanatsal pozlar,buram buram kültür kokan bir profil yaratmışken,kendi adıma olan hesabım tabiri caizse yarrak tarlasın döndü.peki niye bu kadar zahmete girdin diyebilirsin bana,ne gerek vardı diyebilirsin.şimdi şöyle ki;burayı dinle,burası önemli.beni iki hesabımda da ekleyen arkadaşlarım,kız olanlar bunlar,benim listemde olanlar tarafından eklenme talebi geliyormuş.e haliyle kız bana soruyor aras bu kim diye.kim bu,e bu mahalleden alican amına koyiyim.diyemiyosun.alican kıza niye ekleme talebi gönderiyorsun.bunu da diyemiyorsun.bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim atasözünden yola çıktıklarında alican böyleyse aras abazanın önde gidenidir diye düşünüyorlar,olası seks yaşantımı baltalıyorlar.ama en önemlisi bu değil.şu gelen mesajla,böyle davranmamın haklı olduğunu kanıtladı:


Ufuk ölçer 02 Aralık 2008, 20:32
olm karılı kızlı ortam yapmışsın a.q.:D:D:D hiç çağırmıyosun kanka ayıp a.q. :((

Pazar, Mart 15

tayyip gibi değilim, eleştiriye açığım


hayatımı yazsam roman olur diyemiyorum,filme çekilse gişe rekorları,oscar ödülleri alır diyemiyorum.biliyorum ki ha şimdi filme çeksek deseler,konulu porno bile çıkmaz.(hikaye bakımından)

Cumartesi, Mart 14

1 mimdir 2 mimdir 3 mimdir 4 mimdir 14 mimdir

blog yazarlarından kimi sikersiniz?


böyle bir mim çeşidi var mıdır yahu?neyse pucca bize paslamış boş geçmeyelim.benim böyle yok onunla olmaz,bununla olmaz gibi düşüncelerim yok blog yazarlarına karşı.şu versin bu versin diye de bir beklentim yok.ha bu demek değil ki ben blog yazarıyla beraber olmam,veren olursa bal gibi de olurum mis gibi de olurum.ama şimdi kimseyi de tanımıyorum ki arkadaş nasıl diyeyim ben bununla yatarım filan diye.tanıdıklarımla kesinlikle yatmam zaten.bir mellö bir cerrö bir pucca'yla yatamam,daha antropoza girmedim çok şükür.cüno var misal onunla da yatmam.ama dün gece enrah'la yattım bak.ama o kuzenim,o sayılmaz.seks olmadı çünkü.şimdi tanımadığım bir insanla da yatarım,ertesi gün birbirimizi tanımayalım,ilişki kafası yok.gidelim o eşine dostuna anlatsın bir çocuk götürdüm diye,ben kahvede arkadaşlara anlatayım akşam şahane seks yaptık diye.böyle şeyler istiyorum ben.ayriyetten çok pis uyuz oldum bu mime bilmem farkında mısınız.baştaki yazıyı böyle büyük yazdım ki herkes okusun ıyyy iğrenç desin.çünkü yatmak deyince daha sempatik geliyor da sikmek diyince herkes düşünüyor.velhasılkelam vermek isteyen olursa o'nunla yatarım,ondan sonra bu mimin altına yazarım şöyle yattık böyle seviştik diye.
ayrıca pucca'mın yazısına ithafen bir takım kelimeler yazmak istiyorum:kızım eğer dünyanın kurtuluşu senin bir blog yazarıyla sevişmenden olacaksa,batsın bu dünya!

ben de pek saygıdeğer juninhoo,cerrö ve demirbey'imi mimliyorum.


Pazartesi, Mart 9

diyet çocuğu

diyette olan benim
bilirim diyetleri teker teker
restaurantlara gidemem
yemek yemez diyettekiler

diyete başlayalı
oluyor bir 4 yıl kadar
24 yaşında bir kızım
kilo almamalı genç kızlar

basenlerim büyüdü önce
göbeğim şişti büyüdü
65 kiloya kadar çıktım
göbeğim 3 adım önden yürüdü

benim sizden kendim için
hiç birşey istediğim yok
kilo bile veremez ki
brokoli çorbası içen kız

çalıyorum kapınızı
seda,sibel bir tarif ver
kadınlar diyet yapmasın
şeker de yiyebilsinler!!

bu nazım'dan aparma şiirimi dün kahvaltı 4 saat boyunca diyet muhabbeti yaparak cehennem azabı yaşatan pucca,osuruktan teyyare ve miss dominatrix'e ithaf olsun.




Çarşamba, Mart 4

bir insanlık dramı

ne anam babam kardeşlerim.ne 18 yıllık dostlarım.ne canım ciğerim kuzenlerim,ne de "seni seviyorum" dediğim kadınlar.hiç kimse bu hayatta bana cemil ipekçi kadar yakın olamadı,o'nun gibi yaklaşamadı bana.üç numara saçlarım ve burma bıyıklarımla,konu komşu,genç yaşlı,zengin fakir,alim cahil demeden gören herkes cemil'e benzetti beni avradını sikeyim.metin şentürk'ten ümit besen'e,sophie ellis bextor'dan osman tanburacı'ya kadar benzetilmediğim erkek-kadın kalmamıştı.nihayetinde cemil'e benzetilerek olaya son noktayı koymuş bulunmaktayım.

Pazar, Mart 1

yokluk nedir bilir misin?

şu hayatta anlayamadığım 2 şey var.ilki bir erkek sevgilisini tuvalet kapısında neden bekler?ikincisi liv tyler o sıçtığım zencisiyle neden evlendi,bi de utanmadan çocuk yaptı.yapsın,çocuğuna da razıyım.ikincisini anlarım,sevmiştir,çok içki içmiştir gece bir gazla las vegas'a gidip evlenmiştir.sonra tek gecelik kadın değilim ben diye düşünüpte,elalem ne der beni ayıplar diye boşanmamışlık edebilir filan diye aklından geçirmiş olabilir.ama ilkini hiç anlamadım ve mümkünse anlamak istemiyorum.bazen görüyorum böyle tuvaletten çıkarken erkekler bekliyor kadınlar tuvaletinin kapısında o anda o çocuğu içeri sokup sevgilisi sıçarken göz göze getirmek istiyorum.ondan sonra o ilişkinin alacağı boyutu merak ediyorum.nedir yani?kadın tuvaletten çıktıktan sonra elini sıkıp "afferin aşkım ne güzel işedin,sesini burdan duydum bravo" filan deyip tebrik etmem gerek.veyahut omzuna sarılıp "üzülme bebişim biliyorum ondan ayrılmak zor ama hayat bu,yarın daha çok yersin daha çok sıçarsın" diyip teselli mi edek?ulan bir insan,başka bir insanı niye beklesin tuvalette?zaten insanın yaptığı en pis şey tuvalet ihtiyacı,sen de bekleyecen kapıda.ben bu yaşıma kaar tuvalette bir tek cerrö'yü bekledim,oda yolu bilmiyodum onun için.gerçi ben cerrö'nün çantasını da taşıdım ki kadının çantasını taşıyan erkek,en büyük dayaklara gelen erkektir gözümde.ulan diyorum bazen cerrö evlense,doğuma gitse,ben cerrö'yü doğumhanede de beklerim.niye bekletiyon kızım beni?